Sorun sistemde


 


Pek çok bisiklet emekçisi, gönül verenler, dostlar sitem ediyorlar: “Olan bitene niye susuyorsunuz?” diye.
Suskunluğun erdemini bilenler bilir bazen en ağır yanıttır olana bitene karşı.
Yıllardır eleştiriyoruz değişen bir şey var mı? Yok.
Neden?
Çünkü sistem böyle işliyor yıllardır.
Eski milli bisikletçileri konuşturun değişen bir şey olmadığını anlatırlar.
Bize başta yöneticiler olmak üzere antrenörler, idareciler, kulüpler hatta emeklerini savunduğumuz bisikletçiler bile sitem ederler.
Kimse eleştiriyi sevmez, onların gelecekte yararına olmasına rağmen.
Bisiklet camiası ruble değiştirmeyi bir türlü başaramadı. Gerekli olanı harcadı. Emekçilerini yok saydı. Bu aslında kapitalist sistemin özelliğidir. Ezil, katlan, muhtaç ol demekti… Hepte öyle oldu. Emanet bisikletle koşmak zorunda kalan sporcular takımlar kulüpler ürettiler. Kağıt üstünde kulüp ve sporcu olanları saymıyoruz bile.
Türkiye de bütün kulüpler, antrenörler hatta en önemlisi masörler, mekanisyenler hep birilerine muhtaç bırakılmıştır.
Önce muhtaç edeceksin sonra biat…
Geçmişte sporcusuna devletin verdiği lastiği satanlar, şampiyon olduklarında bağlanan maaşlarını vermeyenler, bisikletçinin harcırahlarını cebe atanları camia biliyor zaten. Peki, ne değişti?
Daha doping yapmak zorunda bırakılanlara değinmiyorum bile…
Baskı her şeyi yaptırır…
Bir ülkede sporu, sporcuyu siyasiler belirlerse iş spor olmaktan çıkar.
Üzgünüz ki durum budur.
Bisiklete emek verenlerin seçemediği bir yönetim zaten bunlara gebedir ve istenilendir.
Sporcular kaza geçirir yönetici ilgilenir tedavisi yapılır. Sporcuların bir sağlık güvencesi yoktur. “Aferin, çok yaşa” dan öte bir durum yoktur.
Bir bisikletçi 20 yaşına geldiğinde ailesi ondan ekmek, iş ve gelecek bekler… Çünkü o yaşa kadar çaresiz aile evladına elinden geleni yapmıştır.
Bizim dönemimiz de MUHAFIZ ALAYI vardı bisikletçiler orada askerlik yapar spordan kopmazdı. Ya şimdi!?
Yine dönemizde kurumlar vardı bisiklet takımı kurar onlara iş verirdi…
Bakın bakalım kaç kurum var bisiklete bisikletçiye önem veren.
Bu gün ülkenin ünlü kulüpleri var ama bisiklet takımları bile yok.
Bisiklet federasyonunun yönetiminde kurum sahipleri var takımları yok.
Bisiklet fabrikatörleri vardı onlarında takımları sporcuları olmadı olanda göstermelikti bitti.
Birkaç belediyenin dışında takımı sporcusu olan büyük şehir bile yok.
Ayrıca olsa ne olur?
Kulüpler yine yalnız. Kendi olanaklarıyla işler yapmaya çalışıyorlar.
Ülkemizin bırakın aynı isimlerden oluşan erkekleri, kadın milli takımı yok.
Dünya şampiyonasında Avrupa da koşan bir takım çıkarabildik mi 86 milyonluk ülke olarak?
3-5 milyonluk ülkeler, hatta savaşta olan Ukrayna, Suriye takımları bile dünyanın pek çok yarışında yer alıyor.
Federasyona göre ülkemizde 5 milyon lisanslı sporcu var. Şaşırtıcı değil mi? Bu kadar rakamın içinden sporcu çıkaramıyoruz uluslararası arenaya. Yönetim memnun ama…
Şimdi Türkiye Turu yapılacak. 4 takımla koşuyoruz diye övünecekler. Oysa bizim dönemimiz de bile Milli takımın A-B ve genç takımının yanı sıra kulüpler bile vardı. Aradan geçmiş 30-40 sene övünülen işe bakın…
Sporcu yetiştirenin hala kıymeti harbiyesi yok.
Sistemin adamları önemli.
Sistem değişmedikçe, emekçiler değiştirilmesi için çaba sarf etmedikçe böyle gidecek…
Onun için sesinizi yükseltin, eleştirin, önerin…

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.