MERKEZ HAKEM KOMİTESİ YENİ BAŞKANINDAN UMUT VE ELEŞTİRİ

Cyclist Türkiye ile röportaj yapan Gürol Çaydaş, “Türkiye Merkez Hakem Komitesi Başkanı olarak atandım. Bana da yeni tebliğ edildi. 5 kişilik bir komite. Hakem görevlendirmelerini yapacağız. Eğitimler gerçekleştireceğiz.” Dedi.

Geçen yıl Uluslararası UCI komiseri olmak üzere gittiği kursu tamamlayıp sınavı geçen Çaydaş, önümüzdeki yıl görev alacağını ifade ederken, Ahmet Örken’in dağ bisikletine başlaması, Bisiklet ve ekipman ithalatına getirilen yüzde 20 vergi ve bisikletin gelişimiyle ilgili Cyclist Türkiye’nin  sorularını şöyle yanıtladı:
 “Belki Türkiye’deki uluslararası yarışlarda da görev alacağım."

"Ahmet Örken’in dağ bisikletine gelmesi dağ bisikleti açısından iyi bir şey ama Ahmet Örken’in yol bisikletinden ayrılması Türkiye açısından kötü bir şey oldu. Haklı sebepleri var Ahmet’in ama ilk görüştüğü takımla devam etse Giro’da yarışacaktı bu sene ve bu bizim için tarihi bir adım olacaktı. Böyle bir fırsatı kaçırmış olduk. Dağ bisikleti açısından ise iyi bir gelişme oldu çünkü uluslararası yarışlarda puan alabilen sporcu sayısı giderek azalıyordu. Ahmet Örken ve Mustafa Sayar ile bu oran artabilir. Mustafa Sayar’ın nasıl bir dağ bisikletçisi olduğunu iyi bilirim Ahmet Örken ise bir sürpriz yumurta. Ahmet, pistten geldiği ve sonrasında yol bisikletine geçtiği için hep yol bisikletçisi olduğu düşünülüyor. Dağ bisikletinin hem teknik hem de yarış disiplininin farklı olmasından dolayı genel kanı Ahmet’in bir başarı elde edemeyeceği yönünde. Ancak omnium yarışı seyredenler fark etmiştir ki gerek zamana karşı gerek puan yarışlarındaki ara sprintler artık iyice kısalmış durumda. Ahmet’in bu kararı verirken boşa adım atmadığını düşünüyorum ve başarılı olacağına inanıyorum. Bu başarı hemen gelmese de zamanla dağ bisikleti tekniğini geliştireceğine güveniyorum. 2020 için sadece Kadir Kelleci’nin topladığı puanlardan ziyade Ahmet Örken ve Mustafa Sayar ile olimpiyatlara sporcu göndereceğimize inanıyorum."

"Belki devleti döndüren çark vergi. Ama bisiklet gibi temiz ve sağlıklı bir araca bu verginin uygulanması hoş değil. Öte yandan bir gerçeği de görmek gerekiyor. Bu ithalat vergisi. Dolayısıyla yurt içinde üretim yapıyorsanız bu vergiden muafsınız. Öte yandan bisiklet üretmekte kullanılan parçaların büyük kısmı ülkemizde üretilmiyor ve ithal ediliyor. Sonuç olarak bisikleti artık daha pahalı alacağımız da işin realitesi. Bu pazarda bir güvensizlik yaratıyor. Çünkü bisikletlerde yurt dışı fiyatları çok zor yakalayabilirken artık aynı fiyatları yakalamak mümkün olmayacak. Yurt dışında bağlantısı olanlar bisikletini artık Türkiye’den almayacak. Bisiklet sektörü bu golü, kdv indirimi beklerken yedi. Devlet politikası bisikletli yaşamı özendirmekse vergileri artırmak bir yana bu mevcut vergilerin düşürülmesini beklersiniz. Bu pazar açısından kötü bir karar oldu."

"Bu sene Anıl Şakrak beyin söylediği bir söz var. Olay kadınları bisiklete bindirebilmekte. Kadınları bisiklete bindirebilirsek, onlar çocuklarına, çocuklar da ileride kendi çocuklarına bisikleti öğretecek. Bir iki jenerasyon sonrasında bu iş çözülecek. Bu görüşü destekleyen başka bir uluslararası seminerde söylenen bir söz daha var; “Kadına öğretirsen bir jenerasyona öğretirsin."


Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.