BABA OLUNCA ANLAMAK!

Konya’nın Ilgın ilçesinde bir marangoz atölyesinde geçti çocukluğum. İlk okula giderken keser tutmayı, rende kullanmayı öğrendim.
Babamın Stadion marka motosikletiyle hafta sonları Çavuşçu gölüne giderdik. Turna balığı için oltayı kaşığın sapını keser kendi yapardı.
Ortaokulda ilk sazımı bir maaşını vererek almıştı.
Bisiklet sporuna başladığımda destekledi. Malzemenin bulunamadığı zamanlardı. Bir çift yeni lastik, tayt, ayakkabı bulmak, neredeyse imkânsızdı. 
“Almancı biri lastik getirdi!” dediler. 
Çok paraydı. Akşam yemeğinde babama utana sıkıla söyledim. Gülümsedi.
Kadınanam bisikletimi evin ortasına serdiğim sofra bezinin üzerinde silip temizlememden yakınınca tartışma çıktı.
Babam: “Bu bisiklet evin ortasına asılacak. Karışma çocuğa!” dedi restini çekti.
Çok üzülmüştüm günlerce küs kaldılar bisikletim yüzünden.
Sonra düzeldi her şey. 
İki maaşını iki lastik ve  malzeme almama harcadı.
Gurbetten geldiğinde evde yeni madalya ve kupalarla gazete haberlerini görünce gözleri ışıldardı. 
Hayatı şantiyelerde geçti.
Milli takıma seçildiğimi Bingöl de deprem konutları yaptığı şantiyeye telgrafla bildirmiştim.
Yaşamı boyunca keser salladı bir dikili ağacı olmadı. 
“Sizler benim en büyük servetimsiniz” derdi.
Artık baba-oğuldan çok arkadaş, dost yoldaştık onunla. 
Ahmet Ustam en büyük zenginliği bıraktın bizlere; Adın, namusun, onurun.
Tartıştığımızda “Baba olunca anlarsınız” sözlerin hala kulaklarımda.
Bir kez daha seni, kadınanamı yüreğimin en derininde sevgi ve saygıyla anıyorum.
Işıklar içinde olun.


 

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.